Nasıl bu kadar ucuzlaştı bütün güzel şeyler?
Ne ara?
Değerlerimiz değersizleşti.
İslam'ı sadece şeyhlerin hocaların yaşayabileceği bir hayat nizamı olarak algılayıp, islami yaşamı bırakıp kendimize Müslüman diyen kimseler olduk.
Beş vakit namazını kılan insanlara,''inanmıyorum,namaz mı kılıyorsun?'' diyen insanlar olduk.
Hacca gidip geldikten seneler sonra ''biz de hacca gittik ama..'' diye başlayan cümleler kurup namazı sadece Mekkede yapılan bir ibadet olarak görür olduk.
Sadece bu kadar değil,ümmet olma şuurumuz heba oldu. E normal ,biz daha aile olma şuurunu kavrayamamışız. Nerede Ali'lerin, Ömer'lerin yaşadığı İslam, nerede bugünkü İslam..
İslamımız ifrat ve tefrite uğradıkça,zarar aldıkça insanlığımız da zarar aldı.Ailemiz televizyonun esiri haline dönüştü.Bu olmadıysa evimizde sabahtan akşama kadar bir odada ibadet eden,kimseye karışmayan yeyip içmeyi adeta kendine haram edenler çıktı.Bundan sadece ailemiz değil,ümmetimiz etkilendi.Ve gittikçe tüm değerlerimiz değersizleşti.
Peki Rabbimiz nasıl istemişti bizden?
''Böylece sizi insanlara şahid ve örnek olmanız için tam ortada bulunan bir ümmet kıldık. Peygamber de size şahid ve örnektir. Senin yöneldiğin yönü, Peygambere uyanları, cayacaklardan ayırdetmek için kıble yaptık. Doğrusu Allah'ın yola koyduğu kimselerden başkasına bu ağır bir şeydir. Allah ibadetlerinizi boşa çıkaracak değildir. Doğrusu Allah insanlara şefkat gösterir, merhamet eder.'' (Bakara,143)
Önderimiz belli,rehberimiz bellidir. İslamı yaşanılmaz bir hayat nizamı olarak göstermenin de, onu sadece Allah'a inanıp, arada dua edip namaz kılmak olarak göstermenin de Allah katında sorumluluğu muhakkak vardır. Yazıda sadece İslamımızın bozulmasından bahsettim çünkü,islam bozuldu mu bütün değerler bozulur. İslamını kaybeden iki dünya mutluluğunu kaybeder. Elhamdulillah son zamanlarda ümmetimizde hayırlı işlerde yarışan büyüklerimiz ve gençlerimiz çoğalmıştır. Allah onları muvaffak kılsın ve hepimize İslamı güzel bir şekilde yaşayabilmeyi nasip etsin..
16 Eylül 2016 Cuma
12 Eylül 2016 Pazartesi
Allah'a Güven
''İman edip salih amel işleyenler var ya, onları içinden ırmaklar akan ve içinde ebedî kalacakları cennet köşklerine yerleştireceğiz. Çalışanların mükafatı ne güzeldir!
Onlar, sabreden ve yalnız Rablerine tevekkül eden kimselerdir.'' (Ankebut Suresi/58-59.)
Onlar, sabreden ve yalnız Rablerine tevekkül eden kimselerdir.'' (Ankebut Suresi/58-59.)
Allah'a güvenmek ve tevekkül etmek hiç şüphesiz huzura erişmek demektir. Çünkü inanan insan iyi bilir ki, gücü her şeye yeten ve güvenilip dayanılmaya layık olan yalnızca yüce Rabbimizdir. İşte bu nedenledir ki müminler yalnızca O'na tevekkül ederler. Nitekim Rabbimiz yukarıdaki ayetlerde ''iman edip salih amel işleyenler''in 'sabreden ve yalnız Rablerine tevekkül eden kimseler' olduğunu bildirmiştir. Aklı olanlar için,hala kalbi ölmemiş olanlar için O'ndan daha güzel yardımcı ve sığınak yoktur.
O halde niçin endişeleniyorsun? Rabbin seni senden çok düşünen ve kullarına merhametli olan değil midir? Yapman gereken karşına çıkan hangi zorluk olursa olsun ''ben alemlerin Rabbine güvendim'' demektir. Hiç şüphesiz Alla böyle kullarını yalnız bırakmaz. Haydi sil gözyaşlarını, zira rahmetinden ümit kesilmeyecek olan Allah'a iman etmişken ümitsiz olmak sana yakışmıyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)